top of page
Search

Suriye’nin Yeni Dönemi: Değişen Dengeler ve Türkiye’ye Etkileri

Bugün Suriye’deki son gelişmeleri ve bunların Türkiye üzerindeki etkilerini ele alıyorum. Aralık 2024’te Beşar Esad rejiminin düşüşü, bölgede yeni bir dönemi başlattı. Peki, bu değişim Türkiye’yi nasıl etkiliyor?


Suriye’de Yeni Dönem: Esad Sonrası Dengeler


Aralık 2024’te, Hay’at Tahrir al-Sham (HTS) liderliğindeki isyancı güçler, 14 yıllık iç savaşın ardından Esad rejimini devirdi. Esad, Moskova’ya kaçarken, HTS lideri Ahmet al-Sharaa geçici yönetimde önemli bir rol üstlendi. Bu süreçte, Suriye’nin kuzeyinde Türk destekli Suriye Milli Ordusu (SNA) ile Kürt destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDF) arasındaki gerilimler devam ediyor. Mart 2025’te, kıyı bölgelerindeki çatışmalarda 1000’den fazla kişi öldü; özellikle Alevi azınlık hedef alındı. Bu durum, Suriye’nin hala kırılgan bir yapıda olduğunu gösteriyor. Öte yandan, uluslararası toplumun desteği artıyor: İngiltere ve ABD, finans ve enerji sektörlerindeki yaptırımları kaldırarak yeniden inşa sürecini hızlandırmayı hedefliyor.


Türkiye’nin Stratejik Konumu


Türkiye, Suriye’deki değişimden doğrudan etkileniyor. Birincisi, sınır güvenliği: HTS’nin İslamcı bir yönetim kurma ihtimali, sınırda yeni bir Afganistan benzeri yapı endişesini doğuruyor. İkincisi, mülteci meselesi: 2025’te, Suriye’den Lübnan’a 15.000’den fazla kişi kaçtı; bu, Türkiye’ye yeni bir mülteci akını riskini artırıyor. Üçüncüsü, enerji ve ticaret: Irak, Suriye üzerinden Akdeniz’e uzanan bir petrol boru hattını yeniden canlandırmak için görüşmeler yapıyor. Bu, Türkiye’nin enerji merkezi olma hedefini destekleyebilir, ancak aynı zamanda bölgedeki gerilimler nedeniyle risk taşıyor. Ayrıca, İsrail’in Suriye’deki askeri üsleri hedef alan hava saldırıları, Türkiye’nin bölgedeki askeri varlığına bir uyarı niteliğinde.

Gelecek Senaryoları ve Türkiye İçin Öneriler


Suriye’deki geçiş süreci sancılı olacak. Eğer HTS, kapsayıcı bir yönetim kuramazsa, etnik ve mezhepsel çatışmalar artabilir. Türkiye, bu durumda sınır güvenliğini güçlendirmeli ve mülteci akınına karşı hazırlıklı olmalı. Diplomasi açısından, Ankara’nın hem HTS ile hem de uluslararası aktörlerle (örneğin, BM ve AB) iş birliği yapması kritik. Ayrıca, Suriye’nin yeniden inşasına katkıda bulunarak ekonomik fırsatlar yaratılabilir; ancak bu, dikkatli bir denge gerektiriyor. Türkiye, geçmişteki “Yeni Osmanlı” hayallerinden ders çıkararak, daha pragmatik bir yaklaşım benimsemeli.


Sonuç


Suriye’deki yeni dönem, hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Türkiye, bu süreçte stratejik bir rol oynayabilir, ancak dikkatli adımlar atması şart. Gelecek yazılarımda, Suriye’deki etnik dinamikleri ve enerji savaşlarını daha derinlemesine ele alacağım. Sitemizi takip ederek, asker gözüyle analizlerime ulaşabilirsiniz!

 
 

Mesaj Bırakın, Fikirlerinizi Söyleyin

© 2025 by Askeri Analiz.

bottom of page